Evet sevgili okurlarım , öncelikle herkese merhaba,
Engeller aşılmak için var ; ancak her engel , Büyük yaratıcının bizlere mukadderat çizgisinde ilettiği doğal engeller olarak karşımıza çıkmıyor . Birde kendi bencilliklerimiz ile hırslarımızın harmanlanması sonucu ortaya çıkarttığımız engellerimiz var , peki onlar ne olacak ?
Size, engellerimiz ile ilgili, farklı bir bakış açısı sunmaya çalışacağım. Evet, Kendi ürettiğimiz engeller, öncelikle bizleri yok etmek adına, sağlam bir mücadelenin başlangıcı olarak karşımıza çıkan bir olaydan bahsediyorum , bu hadise önce bizleri , sonrasında Cihanı ; yani Dünya üzerinde yaşayan tüm canlıları etkileyecek bir buhran döneminin başlangıcı , kendi yarattığımız felaketler ile baş başa kalmamızı sağlayacak büyük bir muamma .Bilinmeyenin içine sürüklenmekte olan bedenimiz, karanlıklarla kaplanmış düşüncelerimizin esiri olmuş , farkında değiliz. Gözlerimiz kapalı, uçurumu arıyor bedenimiz , düşünceler bölük pörçük , kendi ürettiğimiz engellere takılıp , uçuruma yuvarlanmak için harp içerisinde fikirlerimiz.
Kıymetli okurlarım, size yukarı bölümde anlatmak istediğim şeyin adının ne olduğunu sorsam tahmin edebilirmisiniz ? Eminim bir çok kişi , soruma doğru cevabı vermiştir ; ancak aranızda tam olarak bu şeyin adının ne olduğunun cevabını veremeyenler olabilir , onlar için , kalemimin mürekkebinden akan duygular ile birkaç ipucu verebilirim. Bizim ürettiğimiz bu engelin rengi muhtemelen siyah ; ama siyahın en koyusu ve en acımasızı, tıpkı ölüm gibi , tüm bilinmezlikleri ve tüm korkuların merkezi , o masum yavruların çığlıklarını , anaların feryatlarını duymayan taş kesilmiş bir kalpsiz duruşun sahibi.
Evet bu taşlaşmış ruhun adı SAVAŞ arkadaşlar.
Maalesef savaşlar hiçbir zaman kazananı olmayan, belirsizliklerin hükümdarlığını ilan ettiği felaketler süreci. Sevgili okurlarım ; bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Evet bir savaş olmalı , hemde bir çok savaş olmalı ; fakat bu savaşlar menfaatlerimiz , hırslarımız için olmamalı . Örneğin şunlar için olmalı. Yazımın başlangıç bölümünde, büyük yaratıcının bizlere mukadderat çizgisinde ilettiği doğal engeller diye kurduğum cümlemin anlamı gibi , doğuştan veya sonradan oluşmuş , yaratıcının taktiri ile meydana gelmiş engellerin, insanlar üzerindeki menfi sonuçlarını ,müspete çevirmek için , engelli kardeşlerimizin yanında yer olmak için savaş vermeliyiz. Hırslarımızı bir kenara bırakmalıyız. Dünya nimetlerine esir olmadan , herkesin yüreğine dokunmanın savaşını vermeliyiz. Dünyanın gerçekten büyük bir savaşa ihtiyacı var ; ancak bu savaş ihtiraslar , esaretler savaşı olmamalı bu savaşın adı , iyilik savaşı olmalı sevgili okurlarım.
Son bir soru sormak istiyorum müsaadenizle. Engelli kişiler bizler miyiz? Yoksa tüm dünyayı sevgi tohumları ile yeşertmeye çalışan, göremediğimiz binlerce güzelliği kendi kısıtlı imkanları ile görebilen ve doğuştan veya sonradan fiziki engeller ile karşılaşmış olan kardeşlerimiz mi?
SAYGILARIMLA
ÇINAR CAN ÖZYÜREK – YAZAR ÇINAR
Bu yazıya kayserihakimiyet2000.com adresi üzerinden de ulaşabilirsiniz.😀